Günümüzde önemli bir tehdit haline gelen iklim krizi; biyoçeşitlilik kaybı, kaynakların hızlı tüketimi gibi geleceği tehdit eden sorunlara neden olmaktadır.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak ise sorumluluklarımız arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik faaliyetlerine öncelik verilmesi, finansal yaklaşımın yanı sıra sosyal ve çevresel boyutların da irdelenmesi gerektiği görülmektedir. Bu nedenle kısa vadeli ve kâr odaklı bir yaklaşım yerine şirketler, uzun vadede ekonomik, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetime ilişkin tüm faktörlerin bütün olarak değerlendirildiği kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımını benimsemelidir.
Kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyen bir şirket, şeffaflık, adillik gibi temel ilkelerin yanı sıra çevreye duyarlı çalışmalar da yürütmelidir. Örneğin, üretim sırasında doğayı kirletmeyen teknolojiler kullanmak, üretim ve işletme süreçlerinde enerji verimliliğini artırarak ve doğaya saygılı yenilikçi ürünler geliştirerek sahip olduğu ilkeleri pekiştirebilir, gelecek için sorumluluk alabilir.
İnsan faaliyetleri sonucu üretilen karbon ayak izinin sera gazı miktarı büyük ölçüde çevre sağlığını olumsuz etkiler. Karbon ayak izine sebep olan insan faaliyetleri arasında evsel enerji tüketimi ve ulaşımda kullanılan motorlu taşıtlar dolayısıyla ortaya çıkan emisyonlar bulunur. Bunların yanı sıra, endüstriyel ürünlerin üretim aşamasından doğaya atık olarak salınması kısmına kadar meydana gelen CO2 emisyonları da karbon ayak izinde artışa neden olur.
TIMEX bünyesinde kurulmuş olan ve 2019’dan beri resmi olarak faaliyet gösteren Ar-Ge Merkezinde gelecek nesilleri de düşünüyor, temiz bir çevre için çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar arasında karbon ayak izimizi düşürecek, kaynak tüketimini minimuma indirecek projeler geliştiriyoruz.